Orhan Kemal’in Avare Yıllar diye tanımladığı ilk gençlik yıllarını anlatır. Kendi hikayesini anlatırken bir yandan da o günün Türkiye’sini ve şartlarını da başarılı bir biçimde aktarmıştır. Taze bir cumhuriyetin ilk meclis mebuslarından biri olan bir babanın Beyrut’a sürülmesi ile zaten zor olan şartlar, genç Kemal için içinden çıkılmaz bir hal almıştır.

Ortaokul macerası, futbola olan merakı, okulu bırakma hikayesi, dokumacılık hevesi derken bir küçük İstanbul macerası ve bir türlü tutunamayan avare gencin evlilik hikayesine kadar geçen zamanı kapsar kitap. Olan biten herşeyde her zaman demirden yumruğunu sallayan “yokluk” ile bir başka tarafa savrulan bu gencin başına gelenler içinizi derinden yaralarken, bazı hikayelerde onun yerine sinirlenir ve bazen de onun yerine canınız deli gibi zeytinyağlı dolma çeker. Sizinle onun arasındaki fark (büyük ihitmalle) sizin zeytinyağlı dolmaya birkaç adım uzaklıkta olmanızdır. O günlerce aç gezen çocuksa o dolmanın ancak kokusuyla hayaller kurabilir. Ve kurduğu hayaller bile onu bir başka dipsiz kuyuya çeker.

Orhan Kemal kitabında asla sömürü yapmamıştır. Ne kadar gururlu olursa olsun hikayesini bizlerle paylaşmış ve bunu bir sorumluluk bilinci ile yapmıştır. Çünkü o ve onun gibiler kendi benliklerini ezildikleri yükün altında bırakmışlardır.

Kitabın Orhan Kemal’in evlenme hikayesi ile sonlanması da tesadüf değildir. Çünkü Kemal, Avare Yıllar’ının, samimiyeti ve uğrunda yaşamaya değer bir olguyu bulması ile sona erdiğini anlatmak ister. Hikayenin devamı işte bu yüzden ancak başka bir başlık altında kaleme alınabilir.

Kitap o günün şartlarını anlamak adına çok önemli bir kaynaktır. Kuru bir “çok zor günler geçirdik” yerine, çektiği günlerin zorluğundan değil, hikayesinin kendi kendisini anlatmasını sağlayarak o dönemin günlük hayatını anlamamızı sağlamış ve böylelikle bizi içine çeken hikayesinde kendimizi genç Kemal yerine koyarak yaşananların vehametini içselleştirmemize olanak vermiştir.

Günümüz tüketim toplumu insanları için de farklı hayatların varolabileceğini görmek adına önemlidir kitap. Düğününde takılan tüm takının elaleme rezil olmamak için eşten dosttan toplandığını ve geri vermek zorunda olduğunu öğrenen taze gelinin yerinde günümüz genç kızlarından birinin olabileceğini hayal etmek hayli güç. Yitirdiğimiz değerlerin ne menem şeyler olduğunu hatırlamak adına iyi bir “kapitalizm arası” olacaktır.

Hikaye birçoğumuzun (hatta neredeyse hepimizin) anasının, babasının, dedsinin, ninesinin hikayesidir. Zorla evlendirilen dayınızın nasıl olup da razı olduğunu bugünün kafası ile anlamak imkansızdır. Veya günler süren yolculuklar sırasında insanların nasıl akıllarına mukait olduklarını anlamak da… Bir zamanlar bizim ayak bastığımız topraklarda atalarımız, dedelerimiz gençtiler ve yavuklularını görmek için saatlerce evlerinin önünde bekliyorlardı.